İçeriğe geç

Oynak tansiyon için hangi doktora gidilir ?

Oynak Tansiyon İçin Hangi Doktora Gidilir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden

Oynak tansiyon, halk arasında sıkça karşılaşılan ama genellikle göz ardı edilen bir sağlık sorunudur. Tansiyonun zaman zaman yüksek, zaman zaman düşük olması, kişiyi fiziksel olarak yorsa da, psikolojik olarak da etkileyebilir. Ama toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet perspektifinden bakıldığında, “Oynak tansiyon için hangi doktora gidilir?” sorusunun çok daha derin bir anlamı olduğunu görüyorum. Çünkü sağlığımıza yönelik tercihlerimiz, sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal yapılarla, sağlık hizmetlerine erişimle, hatta cinsiyetle doğrudan ilişkili.

İstanbul gibi büyük bir şehirde, her gün yüzlerce insanı gözlemliyorum. Bazen bir kafede otururken, bazen otobüste, bazen de bir iş toplantısında. Her gün karşılaştığım farklı insanlar ve onların sağlıkla ilgili soruları, “Oynak tansiyon için hangi doktora gidilir?” sorusunun ardındaki toplumsal gerçekleri daha derinlemesine düşünmeme neden oluyor. Gelin, bu soruyu çeşitli sosyal grupların perspektifinden inceleyelim.

Sağlık Erişiminin Toplumsal Cinsiyetle İlişkisi

Bir kadının veya erkeğin, sağlık hizmetlerine erişim şekli, toplumsal cinsiyet normlarına göre farklılık gösterebilir. Kadınlar, genellikle kendilerine ait sağlık sorunlarını, diğer önceliklerin gerisinde bırakma eğilimindedir. İstanbul’da sabah işe giderken, kadınların nasıl hızlıca işler ve ev arasında denge kurmaya çalıştığını gözlemliyorum. Çalışan anneler, tek başına yaşayan kadınlar veya yaşlı annelerini bakıma alan kadınlar… Hepsi, zaman ve kaynak sıkıntısı nedeniyle genellikle kendi sağlıklarına yeterince özen gösteremiyorlar.

Bir gün otobüste, genç bir kadının telefonla konuştuğuna şahit oldum. Tansiyonunun oynadığını söylüyordu ama çalıştığı iş yerinde izin alması gerektiği için doktora gitmekte zorlanıyordu. Hangi doktora gideceğini de bilmiyordu. Oynak tansiyonun, sabahları baş dönmesi ve mide bulantısına yol açtığını söylüyordu. İçinden bir doktora gitmeyi istemekle birlikte, iş yoğunluğu ve kişisel sorumlulukları arasında sıkışan bu kadının, sağlık hakkını yeterince savunamaması, toplumda sıkça karşılaşılan bir durum.

İçimdeki insan, “Bu kadının ya da benzer durumda olan kadınların sağlık hizmetlerine daha kolay erişebilmesi gerekmez mi?” diye soruyor. Ne yazık ki, kadınların sağlık ihtiyaçlarına yönelik eksiklikler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin somut bir örneği.

Çeşitliliğin Sağlık Hizmetlerine Erişimdeki Rolü

Bir başka açıdan bakıldığında, özellikle etnik ve kültürel çeşitliliğin sağlık hizmetlerine erişim üzerindeki etkileri çok daha belirgin hale geliyor. Farklı kültürlerden gelen bireyler, sağlık hizmetlerine başvururken karşılaştıkları dil engelleri, kültürel farklar ve bazen de ön yargılar nedeniyle, doğru doktoru bulmada zorlanabiliyorlar. Bu, İstanbul gibi çok kültürlü bir şehirde yaşayanlar için oldukça belirgin bir sorun.

Geçenlerde bir arkadaşım, iş yerinden bir göçmen kadının, tansiyon sorununu dile getirdiğini söyledi. Kadın, nerede ve hangi doktora gideceğini bilmediği için, sürekli olarak şikayetleriyle ilgilenen bir aile hekimine gitmekte ısrar ediyordu. Oysa ki oynak tansiyon için daha spesifik bir uzmanlık gerekmekteydi. Bu tür durumlar, yalnızca sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikleri değil, aynı zamanda bireylerin kültürel arka planlarının sağlık hizmetleriyle uyumsuzluğunu da gösteriyor.

İçimdeki mühendis şöyle düşünüyor: “Sağlık hizmetlerine erişimde dil engelleri veya kültürel farklar gibi faktörler, aslında bir sağlık sorunundan daha büyük bir toplumsal eşitsizlik yaratıyor.” Bu, sadece bireylerin sağlığıyla ilgili bir mesele değil, tüm toplumu etkileyen bir sorun.

Sosyal Adalet Perspektifinden Sağlık Erişimi

Oynak tansiyon, bazen “geçici bir durum” gibi görünebilir. Ancak, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler, bu tür geçici durumları kronik hale getirebilir. Özellikle düşük gelirli gruplar, sağlık sigortasız ya da sınırlı sigorta kapsamıyla karşı karşıya kalabiliyorlar. Böylece, uzman doktora başvurmak yerine evde kendi yöntemlerini denemek zorunda kalabiliyorlar. Oysaki, bu tür sağlık sorunları uzman yardımı gerektirir. Oynak tansiyonun doğru teşhis edilmemesi, daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir.

Geçen hafta bir seminerde, bu konu üzerine bir konuşma yapılmıştı. Konuşmacı, düşük gelirli grupların sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı zorlukları anlatıyordu. Birçok kişi, işlerini kaybetme korkusuyla sağlık sorunlarını erteleyebiliyor. Aynı şekilde, sokakta gördüğüm birçok işçi, tansiyonunun zaman zaman yükseldiğini ama işlerinden dolayı doktora gitmediklerini söylüyorlar. Sağlık hizmetlerine ulaşmada yaşanan bu eşitsizlik, bir sağlık sorununu başka bir toplumsal soruna dönüştürüyor.

İçimdeki insan tarafı bu durumu şöyle yorumluyor: “Herkesin sağlığa eşit erişimi olmalı, çünkü bu sadece bireysel bir hak değil, toplumsal bir sorumluluktur.”

Sonuç: Eşitlik ve Sağlık Hizmetleri

Oynak tansiyonun hangi doktora gideceğinizi belirlemek, aslında bir sağlık sorusundan daha fazlasıdır. Bu soruya yanıt verirken, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi faktörleri göz önünde bulundurmalıyız. Sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler, sadece kişilerin sağlığını değil, aynı zamanda toplumsal yapıları da etkiler.

Sağlık, bireylerin sadece fiziksel değil, toplumsal haklarıdır. Herkesin doktoruna, tedaviye ve bakımına eşit erişimi olduğu bir toplum, daha sağlıklı bir toplum olur. Oynak tansiyon, küçük bir başlangıç olabilir, ancak bu sorunun büyümeden çözülmesi için herkese eşit sağlık hakları sağlanmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
grandoperabetbets10